Nisan - 2022 Genç İstikbal Dergisi
Kur’an’ın inmeye başladığı ay olması hasebiyle Ramazan, vahiyle soluklanma ayıdır. Kapımıza gelen bu mübarek günler, Allah’ın mukaddes kelamıyla yeniden buluşup tanışmak için bulunmaz bir nimettir.
Kur’an’ın inmeye başladığı ay olması hasebiyle Ramazan, vahiyle soluklanma ayıdır. Kapımıza gelen bu mübarek günler, Allah’ın mukaddes kelamıyla yeniden buluşup tanışmak için bulunmaz bir nimettir.
İbadetlerin maksadı iradeyi arındırmaktır. Aklı güçlendiren, iradeyi sağlamlaştıran, insanı terbiye eden ve yücelten ibadetlerin başında oruç gelir. Orucun maksadı aç kalmak değildir. Oruç, Allah için açlığa ve susuzluğa kendi irademizle katlamanın adıdır. Oruç, kapitalizmin tüketim çılgınlığına karşı bir başkaldırı ve meydan okumadır; sadece midemizi değil, nefsimizi ve ruhumuzu da terbiye etmektedir.
Açlık ve tokluk insanın üzerinde en çok durduğu iki duygudur. Oruç, bu iki duyguyu sınırlandıran hususi bir terbiyedir. Bu hususiyetinin yanında bir bakıma da umumidir. Nefsin ölçülü olması sağlandığı gibi, insanları istekleri noktasında sınırlayarak toplumun da huzuruna katkıda bulunur.
Sosyologların yaptığı tespitlere göre oruç, suç oranlarını azaltmasının yanı sıra toplumda yoksul ve fakir kimselerin halini anlamamızı sağlayarak, fert ve toplumun mutlu ve huzurlu olmasına da katkıda bulunmaktadır.
İslami bir disiplin içine kısmen girdiğimizde bile, toplumda iyilik ve güzelliklerin arttığı ortadadır. Bir de İslam, bütün yıl hakkıyla yaşanırsa nasıl bir toplum meydana gelir hayal edelim.
Müslümanlığın bazı özel günlerde ve aylarda somutlaşması gereken bir durum olmayıp, bütün zaman ve mekânlarda temsil edilmesi gereken bir gerçeklik olduğu anlaşılmalıdır. Allah’a kulluk, belirli zamanlara tahsis edilmeyip her daim şiarımız olursa; bütün insanların huzur içinde yaşadığı bir toplum da kendiliğinden oluşacaktır.