Doğu Türkistan'daki Zulme Dur De!
Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şubesi, Katil Çin Rejiminin Doğu Türkistan'daki Zulmüne Dur demek için Çin Başkonsolosluğu önünde toplandı.
Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şube Başkanı Sayın Mehmet Yaroğlu, Açıklamasında şu cümlelere yer verdi:
" Kıymetli Müslümanlar ve Değerli basın mensupları;
Bugün yaşadıkları zulümlerin karşısında tüm dünyanın adeta üç maymunu oynadığı Doğu Türkistandaki Müslüman Uygur kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını tüm dünyaya ilan etmek; Doğu Türkistan’da yaşanan zulümleri tel’in etmek ve katil Çin devletinin de her daim karşısında olduğumuzu göstermek için bir araya gelmiş bulunmaktayız.
İçerisinde yaşıyor olduğumuz çağ adeta bir vahşet çağıdır. Yeryüzünde sömürgeci küresel güçlerin yağma ve talanları dünyayı yaşanmaz hale getirmektedir. Çıkarlarını her türlü kutsalın üzerinde tutan ülkeler, zayıf bırakılmış ülkeleri ve halkları ezmeye devam etmektedir. Emperyalizm; işgallerle, iç savaşlarla, şiddet ve korkuyla, baskı ve tahakkümlerini sürdürmektedir.
Müslümanlar bu baskı ve tahakküme en çok uğrayan insanlardır. Küresel sermaye sahipleri adeta yerkürenin üzerinde nerede bir Müslüman varsa orada kan kusturmaya yemin etmişlerdir. İşte Afganistan, Çeçenistan, Filistin, Irak, Libya, Suriye, Mısır, Doğu Türkistan ….
Katil Çin devleti, işte bu şer odaklarının önde gelenlerinden biri olarak Doğu Türkistan’ı haritadan silmek için yaklaşık bir asırdır var gücüyle çalışmaktadır. Müslüman Uygur halkının namaz, oruç gibi ibadetleri zalim Çin yönetimi tarafından “terörizm, ayrımcılık, aşırıcılık” olarak nitelendirilmekte ve her türlü baskı ve tahakküm politikaları için bir gerekçe kabul edilmektedir.
Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz evlerinden, çocuk ve eşlerinden, anne-babalarından, akraba ve arkadaşlarından, işlerinden, okullarından kopartılarak dar bir coğrafyaya sıkıştırılmakta ve dünyanın geri kalanı ile her türlü bağları kesilmektedir. Adına “Eğitim Kampı” denilen toplama kampları Nazi şiddetini çoktan geçmiştir.
Dayak yiyen, tecavüze ve cinsel şiddete uğrayan… Aç, susuz ve uykusuz bırakılan… Çöl ortasındaki kamplarda yazın sıcağında, bazen de kışın soğuğunda çırılçıplak hâlde bekletilen…
İnanç ve değerlerini inkâra zorlanan, domuz eti yedirilip içki içirilen, psikolojik ve moral değerleri yerle bir edilen…
İnanmadıkları Çin Komünist Partisi (ÇKP) ideolojisinin söylevlerini, marş ve şiirlerini ezberlemek zorunda bırakılan, bir dinmişçesine partinin liderlerine tazime zorlanan…
Ve tüm bu zulümlere muamelelere hiçbir suçu olmadan ve çoğunlukla da hiçbir mahkemede yargılanmadan maruz kalan, dahası bu işkence-hanelerden ne zaman çıkacağını dahi bilmeyen kimselerdir Doğu Türkistanlı mazlumlar.
Doğu Türkistan’da yaşayan kardeşlerimizin birçok temel haktan mahrum bırakıldığına, inanç ve düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığına, toplama kamplarında tecrit edilmiş bir yaşama zorlandığına, psikolojik ve fiziksel işkencelere maruz kaldıklarına dair bu acı gerçekler hepimizi derinden yaralamaktadır.
Tüm bunlara binaen geçtiğimiz günlerde Doğu Türkistan’ın Urumçi kentinde 21 katlı binada bir yangın çıkmış ancak katil Çin devletinin çıkan yangında kasten müdahale yapmaması nedeniyle içerisinde çocukların ve kadınların da olduğu 44 kardeşimiz şehit olmuştur.
Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye kadar, mağripten maşrıka ve Afrika’dan Asya’ya kadar tüm insanlık ırkına, rengine, diline bakılmaksızın Allah’ın ayetlerindendir. Dünyanın her neresinde zulüm gören, mağdur ve mazlum olan bir insan varsa bunun sorumluluğu hiç şüphesiz biz Müslümanların ve vicdan sahibi insanların üzerindedir.
Mevcut dünya düzeninde İslam ülkeleri ve Müslüman halklar ya ABD, İngiltere, İsrail safında yer almaya ya da Rusya-Çin ikilisinden birine sığınmaya zorlanmaktadır. İslam coğrafyasında ise vesayet rejimleri bulunmaktadır. Bağımsızlığını ilan etmiş birçok İslam ülkesinde emperyalizmin üsleri ve askerleri bulunmakta, bu ülkelerin asker ya da sivil yöneticileri de maalesef tüm icraatlarını vesayet altında yürütmektedir.
İslam ülkelerinin küresel güçlere bağımlı oluşları ya da küresel güçler arasında denge politikaları izlemek zorunda kalışları, haksızlıklar karşısında ya göstermelik tepki vermelerine ya da susmalarına yol açmaktadır.
Kıymetli basın mensupları;
Emperyalist ve katil Çin Devleti, yıllardır işgal ettiği Doğu Türkistan’da her türlü yöntemi kullanarak sistematik katliamlar gerçekleştirmektedir.
Çin’in bu baskılara gerekçe olarak tüm Müslüman Doğu Türkistan halkını şiddetle ilişkilendirmesi de kabul edilemez. Tam tersine insanların temel hak ve özgürlük talepleri karşısında Çin yönetiminin baskı ve tahakküm uygulaması bir şiddettir.
Başta Türkiye olmak üzere İslam ülkelerinin Müslüman Doğu Türkistan haklı talepleri doğrultusunda Çin’e karşı birlikte hareket etmeleri ve her platformda bu konuyu dile getirmeleri Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin seslerine ses katacaktır.
Ayrıca bilinmelidir ki sadece üzüntümüzü belirtmek, sadece miting ve açıklama yapmak artık tek başına yeterli değildir. Zulmü durdurmak ve mazlum kardeşlerimize yardımcı olmak için EYLEM GEREKMEKTEDİR.
Buradan açıkça ilan ediyor ve haykırıyoruz; Katil Çin Devleti bu zorbalıklarını ilelebet sürdüremeyecektir ve er ya da geç Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin izzetli duruşları galip gelecektir.
Müslüman ülkelerin siyasetçilerine ise açık çağrıda bulunuyoruz; Dininizi ve Müslümanların haysiyetini dünyalık menfaatler karşılığında satmayın!
Aksi takdirde kuklalara karşı hamasete dayalı söylemler geliştirip kuklacılara teslim olunarak gidilen yolda duvara toslamak kaçınılmazdır.
Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak bunun yolu İslam ülkelerinin hak ve adalet ekseninde güç birlikteliği yapmasından geçer.
Dünyanın herhangi bir yerinde bir insanımızın haksızlığa uğramasını istemiyorsak bunun yolu tüm yeryüzünde adil bir düzenin kurulması için gayret etmekten geçer.
Allah, hak ve adaletin tesisi için atılan adımları boşa çıkarmayacaktır.
Bilinmelidir ki; bizler Anadolu Gençliği ve Milli Gençlik olarak, tüm zulümlerin ve bu zulümlere dolaylı ya da doğrudan destek veren kirli iş birliklerinin karşısındayız! İslam Birliği tesis edilmeden başta Doğu Türkistan olmak üzere yeryüzündeki zulümlerin bitmeyeceğini ifade ediyor ve İslam ülke yöneticilerini ve Müslümanları sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz.
Katil Çin devletinin zulmü altında vefat eden tüm Müslüman Uygur kardeşlerimize Rabbimizden rahmet diliyor ve yeryüzündeki tüm mazlumların yanında olduğumuzu haykırıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi Allah’a emanet ediyoruz.
Esselamu Aleyküm "
Yoğun Katılım ile gerçekleşen Basın Açıklaması, Kuran-ı Kerim Tilaveti, Ezgi ve Dualar ile nihayete erdi.